Diyalog Kurma
Diyalog kurmanın ilk şartı, yanıt süresinin kısa olmasıdır.
Yabancı dil öğrenirken veya yurtdışına çıktığınızda, karşı tarafın size avel avel bakmasının sebeplerinden biri geç yanıt vermenizdir. Yavaş konuştuğunuz için de karşı tarafa sözü aktarmaya o kadar odaklanırsınız ki ifadeyi aktarmayı unutursunuz. Bir de bunun üstüne, dil eğitimlerinde öğretilmeyen “vurgu ve seslerin doğru kullanımı” da eklenince diyalog oluşamaz.
Bunun önüne geçmenin ilk şartı, ne kadar kötü konuştuğunuzu umursamadan konuşmaya çabalamaktır. Bunu ben ne yazık ki yapamıyorum. Diğer sorunlarsa zamanla ve taklit yeteneğiniz varsa kısa zamanda çözülecektir. Özellikle İngilizce gibi, sesli harflerin Türkçe’dekinden farklı olduğu bir dilde, telaffuz ettiğiniz kelimeler anlaşılmayacaktır. Mesela “cat” dersiniz, “kid” anlarlar. Çünkü biz, “cat”teki “a”yı, “e” gibi okuruz fakat o ne “a”dır ne de “e”dir. Taklit yeteneğiniz varsa, dinleyerek insanların telaffuzlarını taklit edebilirsiniz. Taklit yeteneği de ne yazık ki bende yok 😃
Amerikan İngilizcesi mümkün mertebe sesleri birleştirerek konuşulduğu için, doğma büyüme Amerikalı biriyle onlar gibi konuşmanız imkansıza yakındır. Zaten buradaki göçmenlerden hiçbirinin de öyle konuştuğunu duymadım. Büyük ihtimal eşi Amerikalı falan olanlar zamanla öyle konuşabilir hale gelir. Mesela Tayfun Demir’in abisi var, kardeşi hapise girince kanalını ona devretmiş. Yanlış hatırlamıyorsam İngiltere’de avukattı, eşi İngilizdi ve yıllardır İngiltere’de yaşıyordu. İşte o adamın İngilizcesi, bir İngilizden farksız. Bu arada belki garip gelecek ama İngiliz İngilizcesinin, Amerikan İngilizcesinden daha kolay olduğunu düşünüyorum. İngilizler hiç değilse daha anlaşılır konuşuyor. Bu yorumumu olur da bir gün İngiltere’ye gidersem tekrar gözden geçireceğim.
Konumuza, yani diyalog kurmanın inceliklerine dönersek, eğer konuşamayacağınızı düşünüyorsanız karşı tarafa karşı tarafın sözleriyle yanıt verip diyalogun ilerlemesini sağlayabilirsiniz. Zira kişi size biraz önce cümle kurduğu için, onun kullandığı kelimeleri kullanırken zorlanmayacaksınızdır.
Bir de diyalog kurmanın kültürel durumları da var. Örneğin; Amerika’ya ilk geldiğimizde selam verip hal-hatır soranlara hep yanıt vermeye çalışıyorduk fakat öğrendik ki amaç nasıl olduğumuzu sormak değilmiş. Bizdeki “selamun aleyküm”e karşılık “ve aleykümselam ve rahmetullahi ve berekatühü” denmesi gibi, bunlar da “selam” verene daha fazlasıyla yanıt veriyormuş. Yani aslında kimsenin sizin nasıl olduğunuzu falan merak ettiği yok 😃 Yanıt vermek için kendinizi zorlamayın.
Eğer olur da diyalog kurma konusunda yeni teknikler ve zaafiyetler keşfedersem, onlara da başka bir yazıda değineceğim. Umarım o yazıya kadar benim diyalog kurma becerilerim de gelişmiş olur 😃