Kurnazlık
İlk üniversitemin ilk yıllarında, Sony Walkman’imde bol bol “Pentagram - Bir” kasedini dinlerdim. O zamanlar yaşım 17-18, “Ölümlü” şarkısındaki şu söz dikkatimi çekmişti: “Kurnazlık marifet değil; aptalların tesellisi”. Kendi kendime “ne vurucu bir tespit beee” dediğimi hatırlıyorum. O yaşlarda hayata dair insan pek bir şey bilmediği için çoğu durum karşısında hayrete düşüyor. Fakat bugün de bu sözü düşündüğümde, “ne vurucu be” demesem de “haklı söz, güzel tespit” diyorum.
Küçükken babamın sanayideki dükkanına bol bol giderdim. Biri babama kazık atmaya çalıştığında, ki hurdacılar ile çalışıyorsanız bu olağan bir durumdur, neden adamın üçkağıtçılığını yüzüne vurmadığını sorardım. “Bırak, o garibanın teki” derdi.
İşte kurnaz insanlar, sizler dışarıdan böyle görünüyorsunuz. Yani çoğu insan aptal olduğundan değil, size acıdığından ses çıkarmıyor. O yüzden “nasıl da oyun ettim ama!” deyip sevinmeyin 😃
Peki ben bu engebeli, batmalı çıkmalı hayat yolunda kurnazlarla ne sıklıkta karşılaştım? Aslında pek de karşılaşmadım. Benim karşılaştığım üçkağıtçılar hiç çekinmeden açık açık tokatlıyorlardı; kurnazlık ile uğraşacak pek vakitleri yoktu 😁 Ayrıca şunu unutmayın ki; gönüllü enayinin önüne hiçbir güç geçemez. Bizim ülkemizde de, ben de dahil olmak üzere, gönüllü enayi bolluğu vardır. Bundan dolayı kurnazlıktan ziyade, adam kullanmayı bilmek iş yapmaktadır. Vicdanınız el veriyorsa buyrun sahne sizin 😃 Yalnız ben artık enayilik sıramı savdım; o yüzden gençlere başarılar diliyorum 😉