Geçen günlerde 15 sayfalık bir makale yazdık, şimdi de yine bir makale yazmaya çalışıyorum. Bu yazıda da, tıpkı bir sapık gibi, makale yazmayı yazacağım 😀

Şu hayatta en çok heves ettiğim konulardan biri hep kitap yazmak oldu ama bir türlü yazamadım. Buna başka bir yazıda değineceğim. Önceden makale ve sayfalarca doküman yazmışlığım var. Bana yazmak eğlenceli geliyor ama bazen çok fazla takıntılı davranıp aşırı titiz davranıyor. Kantarın topuzunu kaçırınca da o yazıyı çıkaramamam için kendime engel çıkarmaktan başka bir halt yememiş oluyorum.

Bu diyeceğime akademisyenler kızmasın fakat bence makale yazmak zor olsa da abartıldığı gibi bir iş de değil. Zaten bu sayede sistemi oturtup sıçar gibi makale çıkaran akademisyenler var olabiliyor. Evet, onların yaptıkları doğru değil ve ancak bizim gibi akademinin “sallabaş” iş yaptığı ülkelerde bu tür adamlar kıymet görür. Fakat ben insanların makaleleri ile ortaya çıkıp şov yapmasına da karşıyım. Makalen olabilir, atıf almış da olabilirsin fakat bunlar tek başına hiçbir mana ifade etmiyor da olabilir. Her zamanki sorun işte: nitelik mi nicelik mi?

Makale yazmış olmak için makale yazmak bence gayet öğrenilebilir, taklit ve tekrar edilebilir bir süreçtir. Bu arada Astral Seyahat yazımda tanıştığım ama adını hiç hatırlamadığım insanlardan bahsetmiştim. Şimdi de aklıma boks kursunda tanıştığım, sözel bir alanda doktora -sanırım- yapan arkadaş geldi. İnternet sitesi vardı, üç-beş yazı yazmıştı. O da iyidir inşallah.

Bence değerli bir makalenin hazırlık süreci, makaleyi yazma sürecinden çok daha uzun olmalıdır. Eğer bu böyle değilse, burada bir yanlış var demektir.

Bu konuda da ahkamımı kestiğime göre artık rahat rahat uyuyabilirim. Ayağınızı denk alın, bir dahakine sizinle ilgili bir konuda ahkam keserim ha!