Reklamlar

Malumunuz her yerde reklamlar var, istemesek de beynimize beynimize sokuluyor. Kimi “yaa ben reklamdan etkilenmiyorum ki; ne gerek var”, kimi de “reklamın iyisi kötüsü olmaz” der. Ben bugün “reklamın iyisi kötüsü olmaz”ın tarafını tutacağım.

Gazetelerin köşe yazıları, basılı gazete satışı azaldığından beri, ülkedeki siyasi havanın da katkısı ile bombok bir hal aldı. Eskiden köşe yazılarını okumak için vakit ayırırdım, şimdi ise 5 dakika bir göz gezdirip geçiyorum.

Bugün bir haber sitesinde, ismi lazım değil bir yazar kardeşimizin “Blues” başlıklı yazısına denk geldim. Blues tarzını sevdiğim, zamanında dinlemediğim blues sanatkarı, izlemediğim konser kaydı (siyah beyazlar kayıtlar dahil) neredeyse kalmadığı için az buçuk konuya hakimimdir. Bu yüzden bu yazıya vakit ayırmak istedim.

Ve ne yazık ki olan benim dakikalarıma oldu! Yazının içeriği baştan aşağı yalan yanlış bilgiler ile dolu. İlgili yazıyı bulup okuyanlar zaten anlayacaktır.

Peki ben neden bu yazının başlığını “Reklamlar” koydum?

Ben mesela “blues” ile ilgili bir yazı yazacak olsam detaylı bir araştırma yaparım, yüz kere düşünür öyle yazarım. Bu konuda bilgisine güvendiğim biri varsa yayınlamadan önce bir de ona okuturum. Kafa yorarım yani. Sonra da yayınlanması için ilgili birime iletirim. (yayınlamak ya zoruna mı gitti 😃 “ama yayın değil yayım o” hatta yayım balığı 😲)

Peki bu kardeşimiz ne yapıyor? Hebele hübele yazıyor, yayınlayıp geçiyor. Umrunda mı? Değil tabii ki. Neden? Çünkü adam zamanında “reklam” yapmış kardeşlerim, yani adamın çevresi sağlam. Orada istediği gibi saçmalayabilir, kim ona ne diyebilir? Bugün oradan ekmek yer, yarın geçer başka yerden yer. Bu tür adamların sırtı yere gelmez. Bunlara kızmayın, bunlar hep var olacaklar. Bu yazıyı sizi sinirlendirmek için değil, başka bir amaçla yazıyorum.

Reklamınızı yapın kardeşlerim. Size onlar gibi olun demiyorum, zaten isteseniz de olamazsınız; bünyeniz kabul etmez. Ama siz de içinizdeki cevherin, verdiğiniz emeğin farkında olun ve en az bu insanlar kadar kendi reklamınızı yapın. Çevrenizde de hep kendiniz gibi düzgün insanlar olsun ki birbirinizden destek alın. Yoksa bu adamlara kalırsınız; ya boyun eğersiniz ya da ruh sağlığınızdan olursunuz.

Son cümlem biraz Nihat Genç gibi oldu 😃 Her ne kadar yaşlandıkça çıldırmaya başlamış olsa da, bir yanım Nihat Genç’in hikayesine üzülür. Kendisi zamanında gereksiz yere nahif davrandığı için sinirlerini çok yıprattı. Keşke şimdiki sert söylemlerinin yarısını gençliğinde yapsaydı da boş beleş adamların kendisini dertlendirmesine izin vermeseydi.

Yaşlanınca Nihat Genç gibi olmak istemiyorsanız, şimdiden kendinizi savunun. Bu daha etkili bir bitiriş oldu sanki 😃

Selamlar.

Written on February 12, 2022