Rüyalar

Bugün rüyada korkuyu yaşadım. Bu da beni üç günlük bir yazı dizisi hazırlamaya itti. İlk yazım, konunun öznesi: Rüyalar.

Rüyamda hiç bilmediğimiz, deniz kıyısında bir yere tatile gitmişiz ve otele gitmeye çalışıyoruz. Arka sokaklardan birinde birden bir adam beliriyor ve bize doğru tehditkar hareket edince, hızlıca otele kaçıyoruz. Sonra biz oteldeki odamızda otururken, adamın bizi takip edip etmediğinden şüpheleniyorum ve kapı deliğinden bakıyorum. Bakar bakmaz karşımda adamı görüyorum. Sonra bir süre bekleyip tekrar delikten bakıyorum ve bu sefer adamın elinde pompalı tüfek görüyorum ve adam kapıya ateş ediyor. Büyük ihtimal mermi kapıdan geçip bana geliyor ama bu sırada uyandığım için tam hatırlamıyorum.

Biliyorsunuz rüyada görüp icat çıkaran var. Rüyasında geleceği gören veyahut gördüğü çıkan da var. Ama bence rüyada çekim tekniği gören yönetmenler de vardır. İnsanların sadece yaşadığı, yaşadıklarını gördüğü zamanlarda yani sinema, televizyon vs yokken, insanlar yine böyle sinematik rüyalar görüyor muydu? Bence bunun yanıtı evet; sonuçta sinemayı da yaratan insan zihni. Belki her türlü alengirli sahneler rüyada canlanmıyordu ama çekim tekniklerinin ilk halleri canlanıyor olabilir.

Rüya gördüğünüzde o olayı yaşıyor gibi oluyorsunuz ve bir nokta daha var: Empati yapıyorsunuz. Bu da rüyaları, bir nevi yaratan tarafından bahşedilmiş bir sinemaya dönüştürüyor.

İnsanların inançları bir yana, rüya gören bir zihnin herhangi bir öte alem araması bana çok normal geliyor. Metafizik diye tabir edilen ve tanımlanmaya çalışılan alemin varlığı aslında insan için çok görünürdür. Kişi inanç ve akılla bunu daha görünür veya görünmez kılabilir. Düşünsenize, uyurken farklı bir dünyaya gidiyorsunuz ve adeta orayı yaşıyorsunuz. Bir çeşit büyü gibi! Eminim rüyasında gördüklerinden dolayı insanlar birbirini bile öldürmüştür.

Rüya gibi bir kavram varken ve insanlar bunu her gün yaşarken, büyücü olmaması mümkün mü?

Written on May 9, 2022