Şiiri Tanımlamak
Bir yazının şiir olup olmadığını ne belirler? Basit bir soru gibi görünse de, kesinlikle değildir; ne kadar çok tanımlamaya çalışırsanız o kadar tanım içinde kaybolursunuz.
Şiirde “kafiye”, “ritm”, “ölçü” olmak zorunda mıdır? Basit bir cümle bile şiir olarak algılanamaz mı? Nitekim çağımızın şiir akımlarında da bu tür şiirler yaygındır.
Kitabi bir şiir tanımı yapmak bence mümkün değildir zira her zaman tanımın kapsamı dışında kalan bir şiir olacaktır. Bence burada şiirin tanımından ziyade şairin tanımına yoğunlaşmak daha doğru olur. Şairden beklentiniz, ettiği söz ile sizde birtakım duyguları harekete geçirmesi ve bunu vurucu bir şekilde, kısa sürede yapmasıdır. Bunu birkaç kelime ile de yapabilir, yüzlerce mısra ile de fakat şiir boyunca hep bir hissiyat oluşturmalıdır.
Şiir, şairin o an hissetiklerini yansıtmayabilir, şairin hissettirmek istediğini okur hissetmiyor ama daha farklı bir duygu selinde kaybolmuş olabilir. Kısacası, şair ile okur aynı duyguyu paylaşmıyor olabilir. Bu şiiri daha iyi ya da daha kötü yapmaz; sadece onu şiir yapar. Önemli olan adeta bir sihir ile -yani şiir ile- duyguların harekete geçmesidir.
Şairin sözüne güven olmaz derler, doğrudur da. Şair bol bol yalan söyleyebilir, -miş gibi yapabilir fakat bu onun yaptığı işe halel getirmez. Zira şairin dürüst olma gibi bir görevi yoktur. Şairin dürüst olmaktan mesul olduğu tek varlık, yazdığı şiirdir. Şiirini yazarken ona kendi ruhundan bir parça yüklemek zorundadır, öyle ya da böyle.
Şiiri tanımlamadığımıza göre, bari sevdiğim şairlerden birinin adını vereyim de belki bilmeyenler vardır, gidip okurlar ve de severler: Ahmet Erhan. Sizler de sevdiğiniz şiirleri ve şairleri yorumlarda paylaşın.
Ayrıca rahmetli Cemal Safi’nin anısına her sene şiir yarışması düzenleniyor. Katılmak isteyenler 17 Nisan gece yarısına kadar buradan başvurabilir.