Sıradan Bir Gün - B. 1
Şimdi evden çıksam 50 dakikaya işte olurum.
UYARI: Amiyane tabirler içermektedir.
Acaba gitmeden önce bi çay-sigara-börek mi yapsam? Böreği al, çay ocağına git ve çay söyleyip böreği lüplet derken zaten yarım saat uçar gider. O zaman işe yetişebilmek için bir de taksiye binmem gerekir ki yarım saatlik bir zevk için bu pek pahalı olur sanki yav?! Neyse, maaşı alayım da kendimi ödüllendirmek için daha geniş bir zamanda çay ocağına gider epey bir vaktimi oraya gömerim. Giyinip hemen çıkayım da bari otobüsü kaçırmayayım.
Bu otobüs de bazen durur bazen durmaz; bi garip tavırlar. Altı üstü çalışmak için işe gideceğiz, bir de otobüs kovala iyi mi?! Ulan ben de işçiyim maaş alıyorum, otobüs şoförü de öyle fakat adama “ya sen neden kafana göre geçip gidiyorsun” deyince başlıyor adamı azarlamaya. Kardeşim ben haklı dahi olsam müşteriye, patrona tek bir laf edemiyorum. E para verip otobüse biniyorum, yani bir nevi müşteri oluyorum ve yine haklı olamıyorum. Acaba ben patron olsam yine mi haklı olamam, bilmem ki!
Aha geliyor, biraz yavaşladı sanki; bu sefer duracak. Geliyor, geliyor … Hayda bastı gitti lan! Ama beni gördüğünü gördüm resmen. Ya kasıtlı bastı ibnenin evladı!!! Daha geçen laf edince pek üstelememişti demek ki aklına yazmış puşt. Sikimin antifrizine bak ya! Sen illa ki bu durakta duracaksın, o zaman göreceksin ulan!
E şimdi ne bok yiyeceğim?! Param gitmesin diye börek partisini ertelemiştim, döndük dolaştık aynı yere geldik. Sırf işe yetişmek için taksiye binemem ağa, sikerler öyle işi. Madem öyle, gider böreğimi yer çayımı içer, sonra da taksi ile paşa paşa giderim. Biraz geç kalsam da bir şey olmaz, otobüs şoförü denen pezevengin durmadığını söylerim. İnanırlarsa ekime, inanmazlar sikime kadar. Üç kuruş için yetti gari, zaten her gün zar zor işe gidip geliyorum bir de eziyet çekemem.
ÖYKÜMÜZ DEVAM EDECEKTİR. BURADA LİNKİNİ BULABİLİRSİNİZ