Zaman Kaybı
Vallahi şu yazılım dünyasının zamanını böyle çar çur etmesini anlayamıyorum. Bir sürü beyin bir araya gelip araç-gereç geliştiriyor, sonra diğer bir sürü beyin de bunları öğrenmek için çaba harcıyor. Sonra araçlar değişiyor, versiyon ilerliyor, hurra hadi onu da öğren. Yeter kardeşim, artık buna bir dur demenin vakti geldi de geçiyor bile!
Araç-gereç enflasyonu mu yazılımcıların sapıklığı mı artık bu her neyse, binlerce insanın zamanını çalıyor. Her işin illa ki bir zorluğu var, eyvallah fakat zaten yazılım geliştiriciliği gibi insan yapısına ters bir iş ile uğraşıyoruz, bir de üstüne manyak meslektaşlarımızla uğraşıyoruz. Mapuslara düşsem gardaş, en azından volta atar hareket ederdim. Yazılımcıyız, makine başında yaşıyoruz. Buna da şükür, eyvallah. Gece gündüz düşün dur, öyle miydi böyle miydi, dene yanıl vs. Tamam bunlara da eyvallah. Fakat kardeşim meslektaşlarım tarafından zulme uğramayı kaldıramıyorum. Çünkü hiçbir mantıklı sebebi yok!
Bir yazılım ekosistemi tasarladım ve üzerine çalışıyorum, eğer bunu tamamlayabilirsem en azından kendim için bu sorunu çözmeyi düşünüyorum. Gerçi … Neyse. Sizlere 20’li yaşlarımdan bir hadise aktarayım.
Bir gün yine Samsun’da boş boş dolanırken, bulvardaki kilisenin yakınındaki çay bahçelerinden birinde oturdum. Çay-sigara takılıyorum. Sonra bir amcayı farkettim, o da tek oturuyor, çay-sigara yapıyor. Sigarası da Uzun Samsun. Uzun Samsun’dan dolayı, bu adamda bir farklılık sezdim zira kendisi pek tercih edilen bir sigara değildir. Ateş al-ver, Uzun Samsun falan derken sohbete başladık. Amca yıllar önce üç kişiyi vurmuş, yıllarca yatmış. Akrabalar arasında anlaşmazlık varmış, ailesi de bu genç diye buna “git vur” demiş, o da vurmuş. Şimdi tam hatırlamıyorum ama yaklaşık 40 yıl hapis yatmış. Yaşlanınca hapisten çıkmış, tek başına öylece takılıyor. “Okuyor musun?” dedi bana, ben de okuduğum bölümü söyledim. “İyi iyi oku, ben de okusaydım böyle olmazdım” dedi. Ben de ona dedim ki: “Sen okusaydın da serseri olurdun”. O da “Doğru diyorsun” dedi.
Yani kısacası, evet kafamda bir ekosistem tasarımı var ve üzerine çalışıyorum ve inşallah tamamlayıp çalışır hale getireceğim. Fakat eminim ki yine rahat duramayıp yeni konulara dalacağım. Sanırım meslektaşlarıma bok atmadan önce, aynaya bakmak daha doğru olacaktır 😃 Adamlar da bakıyor, bunlar böyle manyak, yeni araçları dayıyor da dayıyor 😃
Eğer ömrüm vefa eder de 50’li yaşlarımı görürsem, bu zaman sömürücü düzenin sona erdiğini görmek isterim. 50’den sonra zaten sürse ne sürmese ne 😃 Bu kutlu davada, manifestomu ortaya koyup ortalığı yangın yerine döndürmeme az kaldı 🥸 Gözünüzü seveyim, sizler de destekleyin beni. Devrimler ilk kendi çocuklarını yer ve önce yenmeye sonra da yenilmeye hazırım 😎